Cumartesi Anneleri’nin kırmızı karanfili Meclis kürsüsünde
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Şirnex Milletvekili Ayşegül Doğan, TBMM Genel Heyeti’nin dikkatini, gözaltında kaybedilen ve her hafta protesto yapmaları engellendiği için gözaltına alınan Cumartesi Anneleri/İnsanlarının durumuna çekerek tepki gösterdi. Galatasaray Meydanı faillerin cezalandırılmasını talep ediyor.
Eylemin 1995 yılından beri sürdüğünü ve barışçıl olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararlarına rağmen her hafta engellendiğini hatırlatan Doğan, bunun keyfi olarak yapıldığını söyledi.
CUMARTESİ ANNELERİN DİKKATİNİ ÇEKİYOR
Mezopotamya Haber Ajansı’nda yer alan habere göre Doğan, “Bu meydanda yaşayan anne, baba, kardeş ve eşlerin sayısı azalıyor. Neden azalıyor biliyor musun? Onu da hatırlatayım, çünkü onlar o meydanda yürekleri tükenene kadar oturdular. Bakın bir örnek vereceğim, kalbi iflas eden babalardan birinin hikâyesini sizlerle paylaşacağım: Oğlu 14 yaşındayken gözaltında kaybolan Seyhan Doğan’ın babası Ramazan Doğan. Ramazan Doğan, kalp krizi geçirdiği Ağustos 2010’a, yani kalbi iflas edene kadar iki yüz seksen üç hafta boyunca her cumartesi o meydanda oturdu. Eşi Asiye Hanım ile birlikte o meydana gidiyorlardı ve Asiye Hanım çocuğunun izlerini sürüyor, adını ağzından çıkarmıyordu; “İnatçılığıyla vefat edinceye kadar oradan ayrılmadı” diye paylaştı.
BERFO ANAYA VERİLEN SÖZ
Ramazan Doğan’ın vefat etmeden önce dönemin Başbakanı ve şimdiki AKP Başkanı Tayyip Erdoğan’a, “Bizim haberimiz olmadan nüfus kütüğümüze Seyhan’ın öldüğünü yazmışlar” dediğini hatırlatan Doğan, “Bizi suçlamak yerine, Başbakanın bu kaydı yapanları araştırması lazım.” Oğlum daha çocuktu, onu kollarımdan aldılar. “Başbakan ne yaptığımı bilmiyorsa söyleyeyim: Oğlumun kemiklerini arıyorum” dedi. Bu aile, anne ve babanın kemikleriyle birlikte aynı yere gömüldü. Yine ben bu Meclis’te Başbakan iken -şu anda Cumhurbaşkanı Erdoğan- bakın, bu Meclis’ten bir görüntü: Berfo Ana, hepimiz biliyoruz, Dolmabahçe’de kendisine Cemil Kırbayır hakkında, oğlu hakkında çok söz verildi. Berfo Ana yıllardır evinin adresini değiştirmedi, yenilemedi, yenilemedi çünkü Cemil’in bir gün gelmesini, kaybolmasın diye, bulmasını, bulması için bekliyordu. Bunu hatırlaması onun için kolay olurdu. “Şimdi Mikail Kırbayır bu Berfo annesinin hakikat ve adalet arayışını sürdürüyor ama bu insanlar her hafta sonu o meydanda gözaltına alınıyor” dedi.
‘BUNUNLA KARŞILAŞMAZ MIYIZ?’
Gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun ve diğer aile bireylerinin çeşitli çabalarına değinen Doğan, “Onlara karşı herhangi bir sorumluluk hissetmiyor muyuz? Neden hissetmiyoruz? Bunlar bu Meclis çatısı altında bize sorumluluk duygusu hissettiren sahneler değilse, bu annelerin çığlığını, bu eşlerin çığlığını, bu çocukların, bu kardeşlerin, bu kardeşlerin hakikat arayışını nerede konuşacağız? kayıp kişilerin çoğunun akrabaları mı? Özellikle cumhuriyetin ikinci yüzyılına girerken bu durumla gerçekten karşılaşmayacak mıyız? Bunu görmeyecek miyiz? Bunu hatırlamıyor muyuz? Bu kadar acı bir durumdayken nasıl bir demokratik cumhuriyetten bahsedebiliriz? Ya da bize oy veren insanlara karşı nasıl bir sorumluluk hissediyoruz, onların gözlerinin içine nasıl bakıyoruz, ne diyoruz? Burada ne yapıyoruz? “Hakikat, demokrasi, özgürlük ve barış bizim sorunumuz değilse” dedi.
BÖYLE BİR KARANFİL BIRAKTI
Eylemin 28 Ekim’de yeniden yapılacağını hatırlatan Doğan, Meclis kürsüsündeki meydana bırakılması planlanan kırmızı karanfili havaya kaldırarak, “Ne yaptıklarını biliyor musun? Ben buraya getirdim, karanfil.” o meydana – alıyorlar, Cumartesi Halkı alıyor, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen İstiklal’de kuş uçmasına izin vermiyorlar, bu gülü onlar adına buraya koyuyorum, hepimiz sorumluluk duyalım, Unutmayalım, unutmayalım diye, cumhuriyet ikinci yüzyıla girerken, “Bununla yüzleşmek mümkün” dedi.
Doğan, konuşmasının devamında Erdoğan’ın kayıplarla ilgili önceki sözlerini okuyup hatırlattı. (HABER MERKEZİ)